Ekonomi

Gelir düzeyi yükseldikçe gıda israfı artıyor.

Başak Parıltı GÖKÇAM

Gıda israfı, sürdürülebilirlik alanındaki temel sorunlardan biridir. Artık her şirket sıfır karbon hedefi kapsamında çeşitli projelere imza atıyor ve yeşil dönüşümün bir parçası oluyor.

Ancak unutulmaması gereken bir şey var; Bu da kişisel bilinci sağlamak ve şirketlerin gezegenimizin geleceğinden tek başına sorumlu olmamasını sağlamak içindir. Sabri Ülker Vakfı, bu sorundan hareketle beslenme ve sağlıklı yaşam bilincini artırmanın yanı sıra gıda israfını önlemek için de çalışmalarını sürdürüyor.

Sabri Ülker Vakfı Genel Sekreteri Selen Tokcan, sağlıklı beslenme alanında farkındalık yaratmak amacıyla 2022 yılında başlattıkları “Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”ndan elde edilen verilere göre her üç kişiden birinin Bozulmuş veya hatalı yiyecekler hakkında nereye şikayet edeceğinizi bilememek.

Gıda israfı sorununu konu alan “Tüketici İsrafı Araştırması-TİA 2022” araştırmasına göre Türkiye’de her gün 4,9 milyon ekmeğin israf edildiği bilgisini veren Tokcan, şunları kaydetti: “10 kişiden 6’sı israf edildiğini düşünüyor. temel eğitimde gıda ve ekmek israfı konusunda farkındalık yaratmak gerekiyor.”

Yiyecekler tüketilmeden çöpe atılıyor

Gıda israfının altında yatan faktörler hakkında konuşan Selen Tokcan, “Ticaret Bakanlığı’nın 2018 yılında 2 bin 209 katılımcıyla hazırladığı Türkiye İsraf Raporu’na göre gıda israfı; Gelir düzeyi, tüketim miktarı, kentleşme oranı ve ev dışı tüketimin yüksek olduğu gelişmiş ülkelerde daha sık görülmektedir. İsrafın en fazla olduğu bölgelerde, gıda zincirindeki yetersiz teknoloji ve uygun olmayan saklama koşulları israf nedeni olarak öne çıkıyor.

Gelir düzeyi yüksek olan katılımcıların da aldıkları gıdaları tüketmeden çöpe attıklarını vurgulayan Tokcan, “Tüm katılımcılar dahil gıdaların toplam israf oranı yüzde 77,2. Yani gelir düzeyi yükseldikçe gıda için gereğinden fazla alışveriş yapma, gıdayı tüketmeden çöpe atma gibi davranışlarda artış olmaktadır.

12 ilde 2 bin 400 katılımcıyla gerçekleştirilen “Pandemi Sonrası Gıda Tüketim Alışkanlıklarının Yeniden Şekillendirilmesi Araştırması”nın sonuçları hakkında da bilgi veren Selen Tokcan, “Gıda israfının en önemli nedeni katılımcıların yüzde 26,1’i. son kullanma tarihi, yüzde 24 zorunluluktan. fazla satın alma, %24,1’i küflenme, tazeliğinin bozulması veya kaybolması, %18,9’u yanlış saklama ve saklama konusunda bilgi eksikliği.

Bunlar bize gıda alışverişlerinde etiket okuma, ihtiyaç kadar satın alma, gıda saklama ve savunma tekniklerinin yeterince bilinmediğini gösteriyor. Toplumu bu alanlarda bilinçlendirmek ve gerçek bilgilerle buluşturmak büyük önem taşıyor.”

Gıda atıkları alanında çalışan UNEP 2021 raporuna göre Türkiye’nin gıda israfı açısından 214 ülke arasında 15. sırada olduğunun altını çizen Tokcan, “2020 yılında yapılan son araştırma her yıl 18.1 milyon ton gıda. boşa gittiğini gösterir. Çöpe atılan atığın yüzde 52’sini gıdaların oluşturduğu Türkiye’de günde 4,9 milyon ekmek çöpe atılıyor. Kayıpların çoğu meyve ve sebzelerde meydana gelir.

Türkiye’nin atık raporunda üretilen atıkların yaklaşık yüzde 50’sini oluşturan meyve ve sebzelerin tüketiminden sonra içecek branşı 2 bin litre, hizmet sektörü ise 4,2 ton kayıpla başı çekiyor. Türkiye’de evsel gıda israfının yılda 7 milyon 762 bin 575 ton olduğu iddia ediliyor. Bu oran yılda kişi başına 93 kilograma tekabül ediyor.”

Gıda ihtiyaca göre alınmalıdır.

Gıda israfını önlemek için yapılması gerekenlere değinen Selen Tokcan, “Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırmasına Göre” katılımcıların yüzde 65,6’sı ihtiyacı kadar gıda alacak, yüzde 49’u evdeki stoku kontrol edecek ve yüzde 33,3’ü satın alacak. Kalan eserler bir sonraki öğünlerde değerlendirilir ve eserlerin yüzde 14,8’i uygun formda korunursa yemek israfını en aza indirmek mümkün olabilir.

“Türkiye’de gıda ve ekmek israfına yönelik tutum ve davranışlara ışık tutan araştırmaya göre; Gıda israfını en aza indirmek için alınan tedbirlerde “ihtiyacımız kadar almak” büyük değer taşıyor.

Bilinçli çocuklar yetiştirilmeli

Tokcan, gerçek beslenme alışkanlıklarının, besinlerin saklanması, saklanması ve tüketilmesi ile ihtiyaçlara göre besin alışverişinin çocukluk döneminde öğrenildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: Paylaşmak çok önemlidir.

Bu kapsamda 2011 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü iş birliği ile ilköğretim okullarında yürüttüğümüz “Yemekte Denge Eğitim Projesi” ile şimdi gıda israfı konusunda FAO’nun bilgilendirici materyalleri ile kendimizi zenginleştiriyoruz. ve çocuklarımızla buluşuyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu